Anne baba olmanın sorumlulukları, kuşkusuz ki çok fazla. Çocukların, gençlerin ihtiyaçlarını anlamak, onları tehlikelerden korumak ve gelişimlerini desteklemek adına gitgide daha çok bilgi ediniyoruz. Çok fazla geliştirilebilecek beceri, desteklenmesi gereken alan var. Üstüne üstlük, sosyal medyada, kişilerin çevresinde sergilenen mükemmel hayatlar, her ne kadar yanıltıcı olsa da kişileri, dolayısıyla da ebeveynleri etkiliyor. Uzaktan bakınca her şeyi doğru yapıyor, çocuklarına her türlü imkanı sunabiliyor, çok mutlu ve müthiş yaratıcı gibiler. Peki her an mükemmel bir ebeveyn olmak mümkün mü? Bir diğer soru; mükemmel çocuğu yetiştirebilmek mümkün mü?
Cevabın hayır olduğunu biliyoruz, ama bilişsel sürecimiz yine de böyle işlemeyebiliyor. Kendimizden, çocuklardan fazla beklenti içine girebiliyoruz. Gerçekçi olmayan bu beklentilerin karşılığı, hayal kırıklığı, kaygı, yetersizlik hissi, suçluluk, tükenmişlik, iletişimde sorunlar, kendimize ve çocuğa yaşattığımız aşırı baskı olabiliyor. İyi bir şeyler amaçlarken, kendimizin ve çocuğun sınırlarını harap edebiliyoruz.
Anne babaların çocuklarını yetiştirme şekilleri, edinilen bilgi ve idealler dışında kendi çocukluklarında ebeveynleriyle olan etkileşimleri, yetiştirilme şekilleri, geçmiş yaşantıları, evliliklerinde olan uyum veya eşler arası anlaşmazlıklar, kendilerine sunulan destek, sosyo-ekonomik durum ve yaşadıkları çevrenin sosyo-kültürel özellikleri gibi faktörlerden etkilenebilmekte. Buna ek olarak, günlük yaşamlarında karşılaştıkları sorunlar, kendi ruh halleri, kendi ihtiyaçları anne baba olunca ortadan kalkmamakta. Tüm bu durumlar içinde, kendi içsel çatışmalarından olabildiğince sıyrılıp çocukları için çaba gösteren ve çocuğuna iyi anne baba olmaya çalışan ebeveynler gerçekten çok değerli ve anlamlı bir amaca sahipler.
Bugün size hatırlatmak istediğim; ebeveynliğin zaten “mükemmel” bir biçimi olmadığı. Ne kadar bilseniz ve uğraşsanız da hata yaparsınız veya bir şeyler eksik kalır. Bir bakımdan, olması gereken de budur. Çünkü çocukların, bireyselleşme, kendi kendine yeten bir yetişkin olma yolunda ihtiyacı olan, her şeyi onun adına mükemmel yapmaya çalışan ebeveyn değil; onun için çabalayan, güvenilir, ihtiyaçlarını makul düzeyde karşılayan, koşulsuz seven, yanında olan, ancak ona da alan tanıyan, gelişip öğrenmesine, kendi başına çözümler üretebilmesine, kararlar alabilmesine, tek başına kalabilme kapasitesini geliştirmesine destek olan ‘yeterince iyi’ ebeveyn.
Ünlü çocuk psikanalisti Winnicott’ un kullandığı, “yeterince iyi anne” tanımını, Bettelheim “yeterince iyi ebeveyn” olarak genişletti. Bu tanımı oldukça değerli buluyorum, çünkü ebeveynler ve çocuklar için daha şefkatli, yararlı, motive edici, gerçekçi bir amaç sunuyor.
*inegolonline.com'daki köşe yazımdan alınmıştır.
Comments